Yaparsa AKP yapar!

Doğru söze ne denir? Yaparsa AKP yapar! Böyle muazzam bir bütçe açığını kim verebilir?

Doğru söze ne denir? Yaparsa AKP yapar! Böyle muazzam bir bütçe açığını kim verebilir? Elbette AKP! E tabii onlar da haklı. Yandaşlara 3 maaş, 5 maaş vereceksin, en ballı ihaleleri ilgili kişilere yönlendireceksin, haliyle masraflar artıyor, bütçe açığı rakamları da büyüyor. Nasıl olsa AKP'nin savurgan düzenini, lüksünü, şatafatını ödeyen bir kitle var. Bütçe açığı da neymiş? Yaparsın zammı, koyarsın vergiyi, alırsın borcu, devlet çarkını çevirir, adamlarını da mutlu mesut yaşatırsın.

Bu yazının girişini öfkeli mi buldunuz? Evet, öfkeliyim çünkü dün Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe rakamlarını açıkladı. Rapora göre, "Merkezî yönetim bütçesi 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde 175 milyar 292 milyon TL açık vermiş iken, 2021 yılı Ocak-Aralık döneminde 192 milyar 244 milyon TL açık vermiştir."

Bütçe dengesinde verilen açıkta nereden nereye geldik size rakamlarla göstereyim:

2006 yılında -5,7 milyar TL, 2010 yılında -41,3 milyar TL, 2015 yılında -25 milyar TL, 2018'de -72,5 milyar TL, 2019'da -124,3 milyar TL.

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere her şeyin çok iyi olacağı Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nden sonra bütçe dengesinin büyük bir bozulma ile karşılaştığını görüyoruz. Dile kolay açığa bakın: -72, -124, -175 ve şimdi -192…

Yukarıda sorduğum soruyu tekrar soruyorum: Bu açığı kim verdi, kim kapatacak? Açığı AKP verdi, siz kapatıyorsunuz…

Açığın sonuçları halkın sefalete itilmesi, alım gücünün düşmesi anlamına geliyor. Geniş halk kitleleri fakirleşirken, AKP çevresinde yarı çapları farklı rant çemberlerinde oturan, yaklaşık 13-15 milyon kişinin keyfi gıcırında.

Verilen açık zamları da beraberinde getirdiği için fiyatlar genel düzeyinin yani enflasyonun da artmasını doğuruyor. Enflasyon artışı ise Lira'nın alım gücünün düşmesi demek. Lira'nın alım gücü düşünce yani değer kaybedince, vatandaş birikimlerini korumak için dolara geçmiyor mu?

Dolar/TL yükselince yine AKP'nin bize hediye ettiği dışa bağlı üretim sisteminde, firmalarımız dış girdiye bağlı olduğu için, yarı mamul maliyetlerimiz artıyor ve alın size enflasyonu bir kez daha artıran zehirli bir kısır döngü oluşuyor. Allah aşkına baksanıza AKP ekonomi modelinde her yol enflasyona çıkıyor.

Kur artışlarını önlemek için getirdikleri mevduat ürününde de kur farkını yine Hazine'ye yüklemediler mi? Peki Hazine ne yapacak 3 ay sonra? Garibandan alacak, zengine verecek. Alın size işte AKP'nin muhteşem ekonomi modeli! Her türlü fatura vatandaşın cebinden çıkıyor, yandaşın ya da tefecinin cebine giriyor. Ondan sonra da sorsanız bir kesim bize; felaket tellalı, mandacı iktisatçı, imanı zayıf der ama kendileri de kul hakkını gayet güzel yer.

Kur ne olacak?

AKP için kur çok önemli çünkü defalarca yazdığımız gibi kur sabit kalırsa enflasyon üç haneye ulaşmayacak. Böylece AKP'nin 2023 seçimlerinde bir iddiası olabilecek. Ancak kuru sabit tutmak için mevduat ürünleri ya da Şubat ayında gelmesi beklenen Suudi sermayesi de yeterli olmayacak. Aylardır bahsettiğimiz Atlantik ötesinden gelecek FED dalgasının boyu, beklediğimizden daha büyük bir şekilde kıyılarımıza vuracak gibi duruyor.

Hemen açıklayalım: Bildiğiniz gibi ABD'nin salgında bastığı paralar orada enflasyona neden oldu, ABD Merkez Bankası FED de bu paraları geri çekecek diye sinyaller gönderiyor dedik. Amerika'dan gelen ekonomi verileri enflasyonun beklenenden daha sert ve kalıcı olacağını gösterince, büyük ihtimalle basılan paraları geri çekme konusunda daha agresif bir FED göreceğiz. Yani faiz artışlarının dozu yüksek olacak, çekilen para da hızlı ve büyük miktarlarda karşımıza gelecek. Dolar miktarı azalınca bu denklemde dolar/TL'nin değerinin sabit kalması oldukça zor olacak. Yani dolar değerlenecek.

Dolar/TL'yi borçla, taşıma parayla sabit tutmak zor diyoruz çünkü yurda giren para yüksek teknoloji içeren mal ihracatına bağlı değil. Düzenli ve büyük miktarlarda para kazanamıyoruz, sadece vaziyeti idareye çalışan bir ekonomi yönetiminin anı kurtarma girişimlerine tanık oluyoruz.

Amerikan Merkez Bankası FED'in agresif olacağının işaretlerini çok ama çok yetkili bir ağızdan duyduk. Wall Street'in en büyük bankalarından birisi olan JP Morgan CEO'su Jamie Dimon bakın ne dedi: "Benim düşüncem 4'ten daha fazla faiz artışı olacağı yönünde. 6 veya 7 olabilir. Tüketici güçlü, şirketler çok iyi durumda. Büyüme açısından durum oldukça iyi görünüyor, tek sıkıntı enflasyon."

Hatırlayalım, daha 3 ay önce FED, 2022 yılında 2 faiz artışı yapar diye konuşuyorduk. Ama gelen her enflasyon verisi bu beklentiyi önce 3'e şimdi 4'e çekti. Jamie Dimon bir adım daha atarak 6-7 rakamını dile getirdi. Bütün bunların bizle olan ilgisine geldiğimizde geçmişte Lira'ya değer kaybettirecek 2 dalga vurmasını beklerken, şimdi 6-7 dalgadan bahsediyoruz. Üstüne bir de FED faiz artıracakken AKP ne yapmış? Faizleri düşürmüş, Lira'yı dolar karşısında iyice savunmasız bırakmış. Rusya Başkanı Putin bile AKP ekonomi politikası ile dalga geçmedi mi? Aman dikkat edin Lira gibi olmayalım demedi mi?

Bazı kardeşlerimiz kuru artıran faiz yalanını hâlâ anlayamadı: Bakın rakamla anlatalım,

Eylül ayında politika faizi 19, enflasyon 13, kur 8,30 idi.

Aralık ayında faizi 14 yaptılar, enflasyon resmi rakamda 36, kur 18'e vurup 13,5'da denge aradı.

O zaman neymiş? Zorla faiz düşerse kur ve enflasyon patlarmış. Size Nas diyenlere kanmayın, sen önce enflasyon sorununu çöz deyin. Enflasyon düşmeden faizi düşürmek, bunu da din için yapıyorum demek dini hassasiyetleri yüksek kesimleri aldatmak demektir.

Bakınız bu saadet zinciri zulüm gibi vergiler ve borçla dönüyor. AKP faizleri indirmeden önce Eylül ayında Hazine tahvil faizi 17,68 idi, şimdi 23,50 oldu, o zaman sorun bakalım faiz düştü ise neden devlet dışarıya daha fazla faiz veriyor?

Ben söyleyeyim mi? Yaparsa AKP yapar! Nas der, onu der bunu der, tefecilere sırf 2021'de 160 milyar TL para öder…

Haber Kategorisi
Özel Haber