Sezen, Sedef bahane faiz, borçlar şahane!

Aziz Nesin'in hikâyelerinde panayır yerlerinde milleti soyan yankesicilerin taktikleri anlatılır. Bunların en meşhuru 'Cambaza bak cambaza'dır.

Aziz Nesin'in hikâyelerinde panayır yerlerinde milleti soyan yankesicilerin taktikleri anlatılır. Bunların en meşhuru 'Cambaza bak cambaza'dır. Halk toplu haldeyken yankesiciler cüzdanları rahat rahat çalmak için birden bağırmaya başlar: 'Cambaza bak cambaza' O esnada cambaz da telde tüm hünerlerini gösterir. Halk ağzı açık cambazı izlerken yankesiciler çalışmaya başlar. Elleri seri şekilde kafaları yukarıda cambazı izleyen vatandaşın cebine girer çıkar. Temaşa bittiğinde ise vatandaş parasız, yankesiciler mutlu bir şekilde evlerine döner…

Ben bir Cumhurbaşkanı'nın dilleri keseriz demesiyle buradan bazılarının dil kesme cesareti almasını, dolayısıyla toplumda potansiyel bir kargaşa çıkma tehlikesini anlatmayacağım. Benim anlatacağım neden Sedef ve Sezen hanımların bu sırada hedef tahtası haline getirilmesidir.

Lafı çok uzatmaya gerek yok, ekonominin ne kadar kötü yönetildiğini biliyoruz. Lakin bu iş sadece pazardaki domates, biber; marketteki et, süt, yumurta fiyatı ile kalmıyor. Geleceğimizi ipotek altına koyan bir hovardalıkla Türk Hazinesi borca sokulmuştur. Faize her fırsatta karşı olduğunu söyleyenler çoktan iflas etmiş 'ithalatçı/betoncu ekonomi' modelini ilk seçime kadar devam ettirmek için milyarlarca lira faiz ödeyerek sistemi ayakta tutmaya çalışmaktadır.

Size söylediklerimi iki grafikle ispat edeceğim:

Aşağıdaki grafik 'Merkezi Yönetim Borç Stoku'nu göstermektedir.

borç soğu, türki,ye, evren devrim zelyut

Dikkatinizi çekiyor mu? 1923-2003 arasında tüm hükümetlerin aldığı borç 283 milyar TL iken, AKP ile 2018'e geldiğimizde borç 1 trilyon TL olmuş. Kırmızı ile gösterdiğimiz ise dil kesmeden bahseden  Cumhurbaşkanımızın dönemi… Borç 3 yılda iki katına çıkmış.

Neden artmış borç? Merkezdeki 128 milyar doları önceki seçimleri kazanma adına kura basmak için kullanmışlar. 75 milyar dolarlık devlet malını özelleştirme diye satmışlar. 200 milyar dolar Suriye'de macerada gitmiş. 2,2 trilyon dolar vergi toplamışsınız bunun 301 milyar doları yatırıma gitmiş, gerisi soru işareti. Bir taraftan da dışa bağlı sistem firmaların kazandığı dolarları Çin ve Almanya'ya yarı mamul bedeli diye yollamış. Yetmemiş yandaşlar da 3 - 5 maaşları ile Hazineyi kemirmiş… Sonuçta bu düzeni devam ettirmek için kaynaklar bitince borca dayanmışlar.

Bazı vatandaşlarımız evladının başına gelecekte ne geleceğinden habersiz, Kur Korumalı Mevduat için halay çekerken bakın bu borçlara ne kadar ödenmiş. İşte size ikinci grafiğimiz:

faiz ödemeleri, avrasya yatırım

Bu köhne sistemi devam ettirmek için yarın yokmuş gibi borç alan AKP'nin ne kadar faiz ödediğini görüyorsunuz. Son üç yılda Cumhurbaşkanlığı sistemi ile tefeciler zengin edilmiş. 160 milyar TL'ye vurmuş bir faiz ödemesi var. 2022'de bu rakam daha da artacak çünkü 'Kur Korumalı Mevduat' ile Hazine üzerindeki yük daha da artacak.

Peki bu faizi, borcu kim ödeyecek? Bu ekonomi modeli üretimden vazgeçince, azalan mal miktarı ile yukarı giden fiyatlar kimi eziyor, ezecek?

Elbette ki vatandaşı, yani sizi ve beni…

Bu kargaşada AKP, algıyı değiştirmek zorundaki vatandaş kafayı borca, faize, enflasyona takmasın. Yani siz Sezen'e Sedef'e bakarken birileri zamlarla cüzdanınızı boşaltsın.

Haber Kategorisi
Özel Haber